Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, partisinin Memleket Buluşmaları kapsamında Düzce’ye geldi. Düzce’de esnaf ziyaretinde bulunan İnce, daha sonra Düzce Ticaret ve Sanayi Odası’nda basın toplantısı düzenleyerek basın mensuplarıyla bir araya geldi. Babacan’ın İHA, SİHA tartışmasını hatırlatan İnce; “Doğruya doğru, yanlışa yanlış demek istiyoruz. Ortada bir doğru varsa hiç komplekse girmeden ‘Bu iş doğrudur, destekliyoruz.’ diyoruz.” dedi.
Muhalefete yanlış konuşmaları için yüklenen Muharrem İnce açıklamalarına şöyle devam etti;
Diğer muhalefet partileri gibi değiliz, doğru bir şey yapılmışsa onu destekliyoruz. İHA’larla, SİHA’larla mücadele etmiyoruz. PKK’nın tetikçiliğini yapmıyoruz. Doğru bir iş yapılmışsa Erdoğan’ın damadıymış, benim umrumda değil. Doğruysa bir iş onu destekleriz biz ki destekliyoruz Memleket Partisi olarak. Türklüğü falan tartışmıyoruz, kimseye de tartıştırmayız. Devrim Kanunlarını tartışmıyoruz. Onun için bizim duruşumuz net. Mavi Vatan’ı destekliyoruz. Azerbaycan’a yardım edilmesini doğru buluyoruz. Hiçbir sıkıntımız yok bu konularda. Ama Erdoğan’ın sığınmacılarla ilgili politikasını desteklemiyoruz. Hepsini göndereceğiz, bizim iktidarımızda hepsini göndereceğiz. Tarım politikasını desteklemiyoruz, tarımı çökertti. Yani 2002 yılında nüfusumuz 65 milyon, şimdi 85 milyon + 10 milyon da sığınmacı var. Aynı buğdayı üretiyoruz. 20 yıl önce ürettiğimiz buğday 19,5 milyon ton, şimdi de 19,8 milyon ton, aynı. Bu doğru değil. Türkiye, üreten bir ülke olmalı. Türkiye’nin toprakları bereketli. Türkiye’nin topraklarını bırakıp Afrika’dan toprak kiralanmasını doğru bulmuyoruz. Onun için biz ufuk açan, geleceği gösteren bir siyasi parti olmak istiyoruz. Doğruya doğru, yanlışa yanlış demek istiyoruz. Ortada bir doğru varsa hiç komplekse girmeden “Bu iş doğrudur, destekliyoruz.” diyoruz.
GERÇEKLİĞİ YİTİRMEK BÖYLE BİR ŞEY
Tabii önümüzde bir seçim var. Türkiye seçime kilitlenmiş durumda. Fakat seçimden daha önemli şeyler var bence. Milattan önce yaşamış bir Çinli Ozan der ki; “1 yıl sonrayı düşünüyorsanız pirinç yetiştirin, 10 yıl sonrayı düşünüyorsanız ağaç yetiştirin, 100 yıl sonrayı düşünüyorsanız insan yetiştirin.” der. Biz de siyasetçiler, politikacılar olarak geleceği de konuşmalıyız, sadece bugünü değil geleceği de konuşmalıyız. Sayın Cumhurbaşkanı’nın 14 Mayıs’ı, “Yeter, Söz Milletindir!” ile açıklaması trajikomik bir olay. O 1950’de söylendiğinde iktidara karşı, CHP’ye karşı söylenmiştir. Yani yeter artık gibi. Bu sefer kendisine söylenmiş oluyor. Bu kadar basit bir şeyi nasıl algılayamıyorlar, anlamış değilim. Gerçekliği yitirmek böyle bir şey herhalde.
ENERJİDE YÜZDE 72 ORANINDA DIŞA BAĞIMLIYIZ
Başımıza neler gelecek şu 10-15 yıl içerisinde? Enerji ile ilgili durumu doğru çözmemiz lazım. Yüzde 72 oranında dışa bağımlıyız. Bu sürdürülebilir bir durum değil. Güneş enerjisi, rüzgar enerjisi diyorduk ama bir de dünyada şimdi füzyon ile ilgili bir çalışma var. Bu, dünyanın kaderini değiştirecek, bunlara hazırlıklı olmamız lazım. Kuraklık, müthiş bir problem. Görüyorsunuz ocak ayındayız, palto yok üzerimizde. Bu kıtlık demektir, bu yokluk demektir, bu pahalılık demektir. Bunları konuşmamız lazım. Yarım barajları konuşmamız lazım, bunları acil tamamlamamamız gerekir. Suyla ilgili biz, Memleket Partisi olarak bir proje hazırladık. Memleketin ciddi bir su problemi olacaktır 10 yıl içerisinde. Bu 13,5 milyar dolar harcayarak 3,5 yılda tamamlanacak bir proje. Bütün siyasi partilere gönderdik bunu. Dedik ki; “Biz olmayabiliriz, belki siz olursunuz. Alın buyrun, eksiği gediği varsa tamamlayalım.” Bizim zaten muhalefet anlayışımız bu şekilde. Bir olay varsa bunu diğer partilerle paylaşıyoruz. “Bizim projemiz bu. Tarımla, hayvancılıkla, gıdayla ilgili biz böyle düşünüyoruz. Su sorununu çözemezsek ileride ciddi problemler yaşayacağız, bizim önerilerimiz şunlar…” deyip diğerleri ile paylaşıyoruz.
İSMET PAŞA’YA GÖNDERME YAPIYOR SONRA CHP LİSTESİNDEN MİLLETVEKİLİ OLACAK
Bu 14 Mayıs tarihinin 1950 ile Menderes ile birlikte anılmasında da garip garip olaylar var ortada. Onları da şöyle anlatayım; birincisi “Menderes” diyor, “Yeter, söz milletindir!” diyor. Rahmetli Menderes ile rahmetli Türkeş’in partisi de orada. Öbür tarafta 6’lı masada Demokrat Parti var, o da İsmet Paşa’ya gönderme yapıyor. Sonra CHP listesinden milletvekili olacak. Garip bir durum var yani, izler karışmış birbirine. Hem Milli Şef diyor, İsmet Paşa’ya laf ediyor Demokrat Parti’nin Genel Başkanı hem de CHP ile aynı blokta. Belki de o listeden aday olacak. Türkiye’nin bu kafa karışıklığı, bu kadar mı tarih bilmez bu millet? Bilmiyorum, göreceğiz hep birlikte. Biz bu bloklaşmanın, kamplaşmanın içinde yokuz. Biz “Ne Cumhur Ne Millet Tek Yol Memleket” diyoruz. İnandığımızı yapıyoruz. Bağlı değiliz, inanmadığımız bir yerde olamayız. Biz duruşumuz belli, çizgimiz belli. Bu yerli çizgide inandıklarımızı söylemeye devam edeceğiz. Teşekkür ederiz.